MAKEL MAKİNA / Sami Tarlabaşı : Teknolojinin Türkiyeye transferi konusunda öncü olmaya gayret ettik. İthalatçı olduğumuz kadar ihracatçı da olacağız

Mobilya Dekorasyon Dergisi - Mobilya Dekorasyon - Dergi - Yayın - İletişim - Dergi - furniture - wood - design - dizayn - aksesuar - kenarbandı - edgeband - makine -woodworking - woodworkingmachinery - fair - mobilya fuarları - woodworking machinery - ahsap makineleri- glue-yapıştırıcı tutkal-

MAKEL MAKİNA / Sami Tarlabaşı : Teknolojinin Türkiyeye transferi konusunda öncü olmaya gayret ettik. İthalatçı olduğumuz kadar ihracatçı da olacağız

24-09-2014
MAKEL MAKİNA / Sami Tarlabaşı : Teknolojinin Türkiyeye transferi konusunda öncü olmaya gayret ettik. İthalatçı olduğumuz kadar ihracatçı da olacağız
MAKEL Makina, Türkiye?nin makina sektörünün köklü bir firması olup, aynı zamanda uluslararası pek çok markanın bu pazarla buluşturulmasında önemli katkıları olan ve sektörde ilk sıralarda olan firmalarımızdan biridir. Firmanın genel merkezinde, ortaklardan Sami Tarlabaşı ile firmanın faaliyetleri ve misyonuna ilişkin olarak gerçekleştirdiğimiz sohbet ekseninde ikinci el makina pazarını ayrıntılı bir biçimde konuşma fırsatını bulduk.
Bu sektörde MAKELin yeri ve Türkiye ile dünya pazarlarında bu sektörde gelinen nokta konusunda neler söylebilir misiniz

Dünyada büyük bir değişim var. Bu değişim Doğu Bloku ülkelerinin politik kısıtlamalarından kurtulup dünyaya entegre olmasıyla başladı ve her sektöre yansıdı. Artık ticaret tek yönlü olmuyor, ithalat yaptığınız bir ülkeye ihracat yapabiliyor, makina aldığınız bir ülkeye mobilya satabiliyorsunuz. MAKEL de bilinen yüzü itibariyle yıllardır ithalatçı bir firma olarak değerlendirildi. Bunun nedeni de yurtdışındaki yüksek teknolojiyi ülkemiz insanın hizmetine sunuyor olmamızdı. Şimdi artık teknolojiyi hem üretebilen, hem de destek alıp ülkemiz sınırları içerisinde sektöre kendimiz sunabilen alternatiflere sahibiz. Dolayısıyla artık ikinci el makina sektöründe de farklı bir bakışla hizmet etmeye başladık. Artık biz hem makinalarımızı yurtdışından getirip revize ederek sektöre sunabiliyor, hem de yurtiçindeki makinaların belirli ölçülerde performansı kaybı ya da ticari nedenlerle el değiştirmeleri nedeniyle onları yeniden ekonomiye kazandırabiliyoruz.

İkinci el makine ihtiyacı nereden doğdu Buna gerek var mıydı Sektördeki bu yoğun talep neden oluştu

Bu iki sebepten oluştu. Birincisi sektördeki makina ömrüyle, makinelerin yatırım mantığı çoğu zaman örtüşmüyor. Dünyadaki bakış açısı büyük ölçekteki yatırımlarda seri üretim ve makinenin tam kapasitesi çalıştırılması üzerine kurulmuştur. Ama mobilya sektörü böyle değildir. Zaman zaman moda akımlar, zaman zaman anlık yükselen farklı taleplerin karşılanması amacıyla yapılmış yatırımlar ya da bu yatırımların her zaman feasible olmaması, atıl hale gelmesi nedeniyle yapılan satışlar yüzünden pek çok makina el değiştirmek durumunda kalmıştır.

Firmalar büyürken yapılan değiştirmeleri de buna ekleyebiliriz. Yüksek kapasiteli makinalar küçüklerin yerini alırken de böyle bir pazar oluşuyor. Bu durumda bizler o makinelerin fennine uygun bir biçimde, orjinal yedek parçalarıyla, birebir orjinalini aratmayacak bir biçimde revizyonu ve teslimini yaparak firmamız güvenilirliği ve garantisi altında piyasaya sunuyoruz. Velhasıl, böylesine dinamik pazarda her şekilde ikinci el makine bizim işimiz içerisinde belirli bir yüzdeyi oluşturuyor.

Bunu yeterli görüyor musunuz MAKELin misyonunu nasıl tanımlıyorsunuz

Bizim hedefimiz kendimizi kısıtlamak değil. Yapılanmamız sürekli bir biçimde büyümeye ve gelişmeye devam ediyor ve bizi yavaş yavaş birlikte üretme noktasına getiriyor. MAKELin misyonu konusunda ben kendi adıma şunu söyleyeyim. Bugün dünyada bir Uzak Doğu, bir Çin gerçeği var. Bu ülkelerde ucuza üretebilme becerisiyle adet üretimler yapıldığı zaman belirli bir ihtiyaca cevap verebiliyor. Ama bu biçim ihtiyacımız olan çözüm değil. Mobilya makineleri konusunda gerekli analiz iyi yapıldığı zaman görülecek olan şu: Diğer sektörlerde nihai tüketicinin satın alma bedelinin içerisinde esas unsur %90ın üzerinde malın kendisi iken, mobilya makinelerinde bu oranda çok ciddi ölçekte yerine montaj, eğitim vb. maliyeti vardır. Bu adaptasyon maliyeti hizmet bütünlüğü içerisinde belirli bir yüzde tutuyor. Dolayısıyla bir Uzakdoğu mantığı bizim için bir fırsattır ama mobilya sektöründe tam manasıyla geçerli değildir.

Bir makinanın bedelinin içerisinde oluşturulan katma değer o ülkedeki lokal servis desteği verenler, montajı yapanlar tarafından sağlanmaktadır ve bu firmalar çok önemlidir. Dolayısıyla Türkiye gerçeğine bakarsak, gerçek manada bir mobilya makinesi üretim dinamiğine sahip olduğunu görebiliriz.

Yüksek bir teknolojik altyapı olmadan mobilya firmalarımızın da uluslararası pazarların bu rekabetçi ortamında klasik marangoz ve mobilya makinalarıyla bu kalite standartlarıyla üretip satmaları mümkün değildir. Bu nedenle dünyadaki teknolojiyi ve know-howı ülkemize getiren sizler gibi ithalatçıların yararı ve önemi tartışılamaz.

Biz kendi adımıza ülkemize hizmet ederken, teknolojinin Türkiyeye transferi konusunda öncü olmaya gayret ettik. Bunu yaparken ne üretici karşıtı, ne de üreticilerin alternatifi olduk. Biz başlı başına kendi misyonumuzu ve şu anda bulunduğumuz pozisyonu değişen şartlarda sektörün başlangıcındaki ihtiyaçlarına göre şekillendirdik. İthalatçı olduğumuz kadar ihracatçı da olacağız inşallah. Dünya da bunu istiyor zaten. Artık sadece ithalatçı ya da sadece ihracatçı olarak değerlendirilebilecek ülkeler kalmadı. Globalleşme bunu emrediyor. Bizim hedefilmiz de oluşturduğumuz vasıflı insan gücüyle sektör içerisinde hem projelendirmede hem satışta, montajda hem de satış sonrasında yer almaktır.

Dünya ahşap sektörü makinelerinin teknolojisinin gelişim süreci ile Türkiyeyi kıyaslarsanız örneğin atbaşı yürüdüğünü söyleyebilir miyiz

Hatta daha ileri olduğunu söyleyebiliriz. Bugün gururla söyleşebilirim ki, Türkiye fuarlar konusunda dünyada ilk beşin içerisinde gelmektedir. Bu da göstermektedir ki, sektörün dinamiği hem içeride hem dışarıda kabına sığmıyor. Biz ithalatıyla, ihracatıyla birlikte büyüyecek bir ülkeyiz. Makine için de böyle, malzeme için de böyle, insan gücü olarak da öyle. Biz inanılmaz bilgili bir işgücünü pek çok projenin realize edilmesi şeklinde zaten yurtdışına gönderiyoruz. Bizim vasıflı elemanlarımız oralarda inşaat yapıyor, mobilya dekorasyon konusunda dünyanın her tarafında ekmeğini kazanıyor. Bu da bir şekilde bir ihracattır. Biz dünyada hak ettiğimiz bir yere istesinler, istemesinler, geleceğiz. Biz dünden daha ileride, yarından daha gerideyiz. Bugün daha iyiyiz, yarın daha iyi olacağız.

Öte yandan Türkiyede kriz diye birşey olmaz.. Kriz beklenmeyen olayların sonucunda olur. Türkiyede dalgalanma vardır ve hayatımız boyunca da olacaktır. Bunun olacağını varsayarsanız, önlemlerinizi de buna göre alırsınız. Şunu unutmamalıyız. Türkiye 100 yıldır büyüyor. Üç ay beş ay geriye gidebilir, bir iki yıl ileri gidebilir. Bu dalgalanmalar olacaktır ve aslında olması gereken bağlıklı gelişmelerdir de. Sebebleri iyi analiz edilmeli, ortadan kaldırılabilecek olanları ortadan kaldırarak, yeni kırılmalara sebeb vermeden büyümenin önü açılmalıdır.

2014ün ilk altı ayı seçimlerle kimi çalkantılarla geçti. Ticari anlamda lk 6 ayı nasıl değerlendiriyorsunuz

Şükürler olsun ki büyümeye devam ediyoruz. Bizim özelimizde yaşadığımız ciddi bir sorunumuz yok. Kendi adımıza her zaman sektörü yönlendiren bir firma olduk. Biz tekdüze bir firma değiliz ve esnek bir yapımız var. Biz yapılanmamızı, kapasitemizi sektörün ihtiyaçlarına göre değerlendiriyoruz. Şirketimizi 21. yüzyılın kriterlerine uydurmaya, en üst düzeyde adapte etmeye çalışıyoruz. En hızlı, en esnek, en güçlü hale nasıl geleceğimize bakıyoruz. Kendi açımızdan baktığımızda sektörümüzün özelindeki pek çok değişimi öngörmemiz lazım. 35 yıldır bu bayrağı salladığımıza göre bunun bir anlamı var ve hiçbir başarı tesadüf olmuyor. Biz kendimizden başlamak üzere kendimize yatırım yapıyor, şirketimize yatırım yapıyoruz, dolayısıyla memleketimize yatırım yapıyoruz. Yapmış olduğumuz herşey, ülkemizi ileri götürmek içindir.
yazar

E-bülten için e-posta bırak