DÜNYA EKONOMİSİ, TÜRKİYENİN DIŞ TİCARETİ ve MOBİLYA SEKTÖRÜ

Mobilya Dekorasyon Dergisi - Mobilya Dekorasyon - Dergi - Yayın - İletişim - Dergi - furniture - wood - design - dizayn - aksesuar - kenarbandı - edgeband - makine -woodworking - woodworkingmachinery - fair - mobilya fuarları - woodworking machinery - ahsap makineleri- glue-yapıştırıcı tutkal-

DÜNYA EKONOMİSİ, TÜRKİYENİN DIŞ TİCARETİ ve MOBİLYA SEKTÖRÜ

07-07-2014
DÜNYA EKONOMİSİ, TÜRKİYENİN DIŞ TİCARETİ ve MOBİLYA SEKTÖRÜ
I - D Ü N Y A E K O N O M İ S İ2013 yılında küresel iktisadi faaliyet, gelişmiş ekonomilerdeki ılımlı toparlanma eğiliminin devam etmesine rağmen zayıf bir seyir izlemiştir. Bu gelişmeye, son yıllarda küresel büyümenin motor gücü halini alan gelişmekte olan ekonomilerde kaydedilen ivme kaybının da katkıda bulunduğu gözlenmektedir. Bu bağlamda, 2013 yılında %3 oranında büyüyen dünya ekonomisi, 2012 yılına göre temposunu hafif düşürmüştür. Bu dönemde gelişmiş ekonomilerde Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) bir önceki yıla yakın bir hızla %1,3 büyürken, gelişmekte olan ekonomiler için bu oran %4,7?ye gerilemiştir.
a)Gelişmiş Ekonomilerİngilere yüksek ivmesiyle öne çıktıBu dönemde önde gelen gelişmiş ekonomiler arasında en gözle görülür ivme artışının İngilterede kaydedildiği anlaşılmaktadır. Güçlü performansını 2014 yılında da sürdürmesi beklenen İngilterenin, yıllık büyüme hızını %2,9a yükselteceği tahmin edilmektedir.Fransa resesyonu geride bıraktıÖte yandan 2013te ivme kazanan ekonomiler arasında, Avrupanın en büyük ikinci ekonomisi olan Fransa da yer almaktadır. İyileşme sürecine devam edeceği öngörülen Fransa ekonomisinde, büyüme hızının 2014 yılında %1e çıkacağı beklenmektedir.Japonya Ekonomisinde Genişlemeci Politikaların Desteği HissedildiAynı dönemde büyümesini hafif çapta yukarı yönlü hareket ettiren bir diğer ülke de, Japonya olmuştur. Yıllık %1,5 genişleme kaydeden Japonya ekonomisinde genişlemeci para ve maliye politikalarının desteği hissedilmekdir. Japonya 2013 yılında, krizin hemen sonrasında yakaladığı eski hızına henüz ulaşamamış olmakla birlikte, yıl boyunca istikrarlı ve kademeli bir trend sergileyerek son çeyrekte %2,6lık büyüme seviyesine ulaşmıştır. Japonya ekonomisinin, 2014 yılında da aynı tempoyu sürdürerek yıllık %1,4 oranında büyüyeceği öngörülmektedir.ABD gevşek bir büyüme sergiledi2012 yılında gelişmiş ülkeler arasında nispeten yüksek olarak ifade edilebilecek %2,8lik GSYH gelişim hızıyla ön plana çıkmış olan ABD ekonomisi ise, 2013te de ılımlı toparlanmasını sürdürmüş ancak hızını bir miktar düşürerek %1,9 oranında büyümüştür. Gevşek para politikasının sürdürüldüğü ABDde, bu dönemde finansal şartların düzeldiği, tüketim ve gayrimenkul pazarlarının hareketlilik kazandığı gözlenmiştir.Almanya ilk çeyrekteki daralmasıyla hız kestiABDye benzer bir şekilde 2013 yılını yavaşlamayla tamamlayan Almanya ise, 0,4 puanlık düşüş sonucu, %0,5 oranında bir yıllık GSYH artışı gerçekleştirmiştir. ılın ilk çeyreğindeki %1,6lık daralmanın etkisiyle temposunu düşüren Almanya ekonomisinin, sonraki çeyreklerde ise kademeli olarak hız kazandığı gözlenmektedir. Yılın özellikle 2. yarısında gösterdiği nispeten güçlü canlılığı sürdürmesi beklenen Almanyaya dair 2014 GSYH büyüme beklentisi ise, %1,7 seviyesindedir. Bununla beraber, ekonominin, kriz sonrasındaki %5 bandına erişmiş nispeten yüksek büyüme rakamlarına yeniden kavuşmasının zaman alacağı anlaşılmaktadır.İtalya ve İspanya resesyondan çıkmak üzerelerDiğer taraftan, pozitif büyüme rakamlarına 2011 yılının son çeyreğinde veda eden, Avrupanın diğer iki büyük ekonomisi İtalya ve İspanyada 2013 yılında iyileşmeler kaydedilmiştir. Bu bağlamda, daralma oranını yıl boyunca giderek düşüren bu iki ekonomi, çeyreklik bazdaki büyüme rakamları çerçevesinde resesyondan çıkma mesajları vermiştir. Yıl genelinde sırasıyla %1,9 ve %1,2 GSYH daralması kaydeden İtalya ve İspanyanın, 2014 yılında bu oranları pozitife çevirmesi beklenmektedir.Euro bölgesi genelde canlanma belirtileri gösteriyorİlk 4 büyük ekonomisi bu şekilde ele alınan Euro Bölgesinde genelinde ise, 2013 yılında iyileşme belirtilerinde genel olarak bir güçlenme gözlenmiştir. Çeyrekten çeyreğe büyüme oranları bazında resesyonu geride bıraktığına işaret eden bölge ekonomisinde, buna paralel bir şekilde yıllık GSYH daralması %-0,5 düzeyine gerilemiştir. Destekleyici para politikasının da etkisiyle periferi ülkelerdeki ekonomik daralmaların zayıflamasının, 2014teki iktisadi faaliyeti canlandıracağı ve bölge ekonomisinin bu dönemde %1,2 büyüme kaydedeceği tahmin edilmektedir.b)Gelişmekte Olan Ekonomiler2008-2009 yıllarında yaşanan global krizin ardından hızla toparlanarak dünya ekonomisinin motor gücü olmayı başaran gelişmekte olan ekonomiler genelinde 2011de başlayan ivme kaybı sonrasında da devam etmiş ve ortalama büyüme hızı 2013 itibariyle %4,7 düzeyine gerilemiştir). Yavaşlayan söz konusu büyüme hızının arka planında ise, ülkeden ülkeye değişebilen tablolara rastlanmaktadır.Kriz sonrası en hızlı düşüş Brezilyada yaşandıBu bağlamda, önde gelen ilgili ülkelere ayrı ayrı göz atıldığında, hemen hepsinde kriz sonrası döneme göre bir iniş eğilimi olduğu net bir şekilde görülmektedir. Bu dönemde yıllara göre en gözle görülür ivme kayıplarının ise Brezilyada kaydedildiği anlaşılmaktadır. Global krizden hızlı bir toparlanmayla çıkan Brezilya ekonomisi, 2010 yılının ilk çeyreğinde %9,3 seviyesini gören yüksek büyüme oranında sonraki çeyreklerde istikrarlı bir şekilde düşüş yaşamış ve 2012 yılında %1 seviyesine gerilemiştir. 2013 yılında bir miktar hareketlendiği gözlenen Brezilya ekonomisi, son çeyreği %1,9, yılı ise %2,3 GSYH artışı ile kapamıştır. İnişli çıkışlı bir performans sergileyen Brezilyanın, 2014 yılında hızını yeniden aşağı yöne çevirerek bir gerileme kaydedeceği beklenmektedir.Hindistanın büyümesi %4ler civarında devam ettiKriz sonrası istikrarlı yavaşlamasıyla dikkat çeken bir başka ülke de, Hindistan olmuştur. Bununla birlikte, 2010 yılında Brezilyaya benzer şekilde yüksek büyüme oranlarına imza atan Hindistanın tempo kaybının, daha makul seviyelerde olduğu söylenebilir. Nitekim bu süreçte Hindistan ekonomisi yumuşak bir inişe sahne olmuş, 2012de kaydettiği %4,7 oranındaki milli gelir artışını 2013 yılında hafif bir hız kaybıyla %4,4e çekmiştir. Bununla birlikte, Hindistanın 2014 yılında iktisadi aktivitesini güçlendireceği ve %5,4 oranında büyüme kaydedeceği öngörülmektedir.Çin yapısal değişimlerle yavaşlayacakKüresel ekonominin özellikle kriz sonrasındaki en büyük güçlerinden biri olan Çindeki trend de, Hindistana benzerlik göstermektedir. Bu dönemde çeyrekler bazında çift haneli büyüme rakamlarına dahi şahit olan Çin ekonomisi, kademeli olarak yavaşlamış, 2013 yılını ise bir önceki yıla benzer bir şekilde %7,7lik büyüme ile tamamlamıştır. Bu noktada, Çinde zayıflamaya devam edeceği beklenen performansta, ekonominin yatırım ve ihracat odaklı büyüme modelinden uzaklaşarak tüketim temelli bir yapıya kavuşması amacıyla ortaya koyulan yapısal değişim stratejisinin etkili olacağı ifade edilmelidir. Buna bağlı olarak, 2014 yılı için Çin ekonomisinde hafif bir ivme kaybının kaydedileceği ve %7,5 oranında bir GSYH artışı olacağı tahmin edilmektedir.Rusyada İktisadi Faaliyet ZayıfladıBir diğer yükselen ekonomi olan Rusyada ise, 2012 yılında yaşanan ivme kaybının 2013te de sürdüğü gözlenmektedir. Küresel kriz sonrasında ağırlıklı olarak %4-%5 bantlarında bir büyüme gerçekleştiren Rusya ekonomisinde, zayıflayan performansla birlikte 2012de %3,4e düşen hız 2013te de %1,3e gerilemiştir. Rusyanın, 2014te içinden geçtiği uluslararası boyuttaki gerginliğin de etkisiyle, yakın dönemde iktisadi temposunu artırabilmesinin zor gözüktüğü ifade edilebilir.c)Dünya Dış Ticareti2013 Yılında Dünya Ticareti Hız KazandıDünya ticaretine ilişkin 2013 verileri incelendiğinde ise, gerek ihracat gerekse ithalat kanadında bir hızlanma olduğu dikkat çekmektedir. Nitekim 2012 yılında %0,1 artarak neredeyse yerinde sayan dünya ihracatı, 2013 yılında %2lik bir büyümeye imza atmıştır (Tablo 1.4). Buna karşılık, ithalatta da aynı dönemde bir canlanma gözlenmiş ve gelişim hızı 2012 yılında %0,4 olan dünya ithalatı 2013te yıllık 1 puanlık bir ivme kazanmıştır.3 2013 yılında gözlenen ticaret seviyesindeki bu artışta, gelişmiş ülkelerdeki kısmi toparlanmanın etkilerinin hissedildiğini ifade etmek mümkündür.Avrupada Ticaret Gözle Görülür Bir Canlanma YaşadıTablodaki küresel ticarete ilişkin veriler bölgeler bağlamında değerlendirildiğinde, Avrupada ciddi bir hareketlilik yaşandığı göze çarpmaktadır. Nitekim 2012 yılında ihracatta daralmaya giden Avrupada, 2013 yılı tam tersi bir gelişmeye sahne olmuş, bu ise, gerek bölge içindeki gerekse dışındaki ülkelerle yapılan ticaret sayesinde gerçekleşmiştir. Buna ek olarak Avrupanın, ithalat gelişim hızında da, düşük olmakla birlikte pozitif düzeylere çıktığı gözlenmektedir. Bu gelişmede ise, daha çok bölge içindeki ülkelerden yapılan ithalatların ağırlıklı bir etki yarattığı anlaşılmaktadır.Asya İhracat Hızını Artırırken, Amerika İvme KaybettiDiğer bölgeler arasında ise, Kuzey ve Latin Amerika ile BDTde, gerek ihracatın gerekse ithalatın ivme kaybettiği gözlenmektedir. Buna bağlı olarak, bu dönemde toplam küresel ticaretin canlanmasına, Avrupadan sonra en büyük desteği veren bölgenin Asya olduğu anlaşılmaktadır.İhracat büyümesini %2,8e yükselten Asya ülkeleri, ithalatta ise talep azalmasına bağlı bir ivme kaybı yaşamıştır. Bölgelerdeki 2013 yılı ticaret gelişmeleri bu şekilde özetlenmekle birlikte, yukarıda incelenen önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerdeki duruma da kısaca göz atmakta fayda vardır.Ticaret Avrupa Ülkelerinde Hareketlenirken, ABD ve Japonyada Yavaşladı2013 yılında ekonomik toparlanma sürecine devam eden gelişmiş ülkelerde ihracat hızı da 0,4 puan artarak ortalama %1,5 olmuştur (Tablo 1.5). Bununla birlikte, ülkeler bazında ele alındığında, bu gerçekleşmenin ağırlıklı olarak Avrupa kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bu dönemde ABD ve Japonyanın söz konusu oranlarında bir gerileme görülmekte, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere ekonomilerinde ise, 2012 yılındaki daralmaların çarpıcı bir şekilde pozitif büyüme oranlara dönü̈ştü̈ğü̈ gözlenmektedir. Bununla birlikte, ithalatta da benzeri bir eğilim söz konusu olmuştur. Bahsi geçen Avrupa ü̈lkeleri 2012 yılındaki ithalat daralmalarını büyü̈k ölçü̈de geride bırakırken, İngiltere, ABD ve Japonyada bunun tersi yönde bir eğilim olduğu dikkat çekmektedir.Yü̈kselen Ekonomiler Ticaret Temposunu Hafif Ölçekte YavaşlattıGelişmekte olan ülkelerde ise, söz konusu dönemde gerek ihracat gerekse ithalat hızlarında hafif ölçekte aşağı yönlü hareketler görülmüştü̈r. Bu bağlamda, gelişmekte olan ekonomilerde ortalama ihracat ve ithalat artışları sırasıyla %3,3 ve %4,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu veriler, ilgili gelişim hızlarında bir ivme kaybı yaşandığını göstermekle birlikte, gelişmekte olan ülkelerin 2013 yılında da dünya ticaretinin seyrinde anahtar rol oynadığına işaret etmektedir.Hindistan İhracatta, Çin İse İthalatta Dikkat Çekici Artış KaydettiÜlkeler çerçevesinde ele alındığında ise, ihracatta Çinin 2012deki büyüme seviyesini koruduğu, Hindistanın ise oldukça önemli bir atak yaparak hızını %-2den %5,3e çıkardığı görülmektedir. İthalat kanadında ise, Çinin, yıllık artış oranını %7,3 seviyesine yükselttiği tespit edilirken, Hindistanda güçlü bir daralma gözlenmektedir.Öte yandan, Rusyanın 2013 yılında gerek ihracat gerekse ithalatta ivme kaybı yaşadığı anlaşılmaktadır. Tablodaki veriler ayrıca, Brezilyanın 2012deki ihracat daralmasını neredeyse sıfıra indirgerken, ithalatına ise önemli ölçüde hız kazandırdığına işaret etmektedir.Bir diğer yükselen ekonomi olan Güney Afrikada ise, ihracat daralmasının, 2013te de daha düşük düzeylerde olmakla birlikte devam ettiği, ithalat kanadında da 2012de kaydedilen düşük büyümenin, yerini küçülmeye bıraktığı anlaşılmaktadır.I I - T Ü R K İ Y E E K O N O M İ S İ7 çeyrek süren kesintisiz büyümesine, global krizle birlikte 2008 yılının son çeyreğinde ara veren Türkiye ekonomisi, 4 çeyrek süren bir daralmanın ardından, 2009un 4. çeyreğinde yeniden yükselişe geçmiştir (Şekil 2.1). 2010 yılında sergilediği %9,2 oranındaki güçlü performansla krizin etkisinden kısa sürede sıyrıldığını ispatlayan ulusal ekonomi, 2011de de temposunu koruyarak %8,5 oranında büyümüştür. Söz konusu hızlı büyüme sonrasında, özellikle artan cari açık sorununa çözüm bulmak amacıyla ekonomiyi soğutma kapsamında bir takım kararlar alınmış ve bunun sonucunda 2012 yılında iktisadi aktivite ciddi bir ivme kaybına uğrayarak %2,1 oranında büyümüştür.Ekonomi 2013 Yılında Yeniden Canlanmaya Başladı2013 yılı ise, ekonominin yeniden canlanmaya başladığı bir dönem olmuştur. Senenin ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,9 büyüyen ekonomi, sonrasında bu tempoyu artırmış ve ertesi çeyrekte %4,5 oranında bir genişleme kaydetmiştir. Yılın ikinci yarısında aynı hareketliliği koruyan ekonomi, 3. ve 4. çeyreklerde sırasıyla %4,3 ve %4,4 oranlarında büyümüştür. Böylelikle milli gelir 2013 yılında, 2012ye göre sabit fiyatlar bazında %4 artış sergilemiştir. Cari fiyatlarla GSYH ise, aynı dönemde 1.561.510 milyon TLye ulaşmıştırKişi Başına Düşen Milli Gelir 10.782 Dolara YükseldiÖte yandan, ekonomideki refah ve gelişmişlik seviyesini ölçen ve ülkelerin gelir sınıflandırmalarında baz alınan kişi başına düşen GSYHnin, bu gelişmeler bağlamında eğilimine bakmak da önem taşımaktadır. 2012 yılında zayıf büyümenin de etkisiyle neredeyse yerinde seyreden kişi başı GSYH, 2013 yılında ise yeniden ivme kazanmış ve 10.782 dolar seviyesine erişmiştir. Bu doğrultuda, Dünya Bankası tarafından belirlenen ülke sınıflandırılmalarına göre 2013 yılı itibariyle üst orta gelirli bir ekonomiye sahip olan Türkiyenin, yüksek gelir sınıfına terfi edebilmek için 12.476 dolar düzeyine ulaşması gerekmektedir.Özel Sektör Yatırımları Yeniden Yükselişe GeçtiGSYHde iç talebin tüketimlerden sonra en büyük payını teşkil eden özel sektör yatırımları ise, 201 deki gözle görülür daralmasına 2013te bir son vererek hafif bir yükselişe geçmiştir. Yılın 3. çeyreğinde hareket yönü̈nünü yukarı doğrü değiştiren yatırımlar, bu dönem sonrasında ümit verici bir eğilim içerisinde olmuş, ancak yılın ilk yarısındaki düşük performans nedeniyle 2013 yılı genelinde yalnızca %0,7 oranında artış kaydetmiştir. İktisadi aktivitenin temel taşlarından biri olan özel sektör yatırımlarındaki bu hareketlenmenin, ileriki dönemlerde ivme kazanarak devam etmesi, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için kritik önem arz etmektedir. Özel yatırımlardaki canlanmanın, bir önceki yıl %7 düşüş kaydeden makine (sermaye malı) yatırımlarının 2013te %1,3lük artışa imza atmasından kaynaklandığı belirtilebilir. İnşaat yatırımları ise %-1 altındaki hafif düzey daralmasına 2013te de devam etmiştir.Hizmetler Sektörü̈ 2013 Yılında güçlü̈ Bir Şekilde CanlandıÖte yandan, grafikte yer alan sanayi ve hizmetler alt sektörleri incelendiğinde ilk göze çarpan verinin finans sektörüne ait olduğu ifade edilebilir. 2012 yılına göre %9,8 oranında bir GSYH artışına imza atan finans sektörünü, %9,2 ile otel ve lokantalar3 izlemiştir. Diğer hizmetler kategorisine ait alt sektörlerden toptan ve perakende ticarette %4,9, ulaştırmada ise %3,4lük büyümeler kaydedilmiştir. Söz konusu bu hizmet sektörlerinin çoğunda 2012 yılına göre çarpıcı bir canlanmanın olduğu tespitinin de altını çizmek gerekir. Bunun yanı sıra, yine hizmetler grubunda yer alan gayrimenkul faaliyetlerinde ise, bir önceki yıla göre temponun değişmediği gözlenmektedir.GSYH Büyümesine İkinci En Büyük Destek, İmalat Sanayinden GeldiGrafik, GSYHnin ilgili dönemdeki yükselişine ikinci büyük desteğin ise, imalat sanayinden geldiğini ortaya koymaktadır. Ulusal ekonomide oldukça önemli bir paya sahip olan imalat sanayi, 2013te kazandığı ivmeyle, milli gelirin %4 oranındaki artışına 0,9 puanlık katkıda bulunmuştur. Önceki seneye göre hızını ve buna bağlı olarak da etkisini artıran imalat sanayini, 0,6 puanla ticaret sektörünü izlemiştir.Öte yandan inşaat sektörü aynı dönemdeki dikkat çekici yükselişi sayesinde yıllık toplam gelişimi 0,4 puan desteklerken, ulaştırma sektörünün de benzer bir katkı sergilediği görülmektedir.Dönemi Dışında Çift Haneli Büyüdü I I I - T Ü R K İ Y E N İ N İ H R A C A T I2000li Yıllarda Türkiye Küresel Ekonomiyle Bütünleşmede Önemli Yol KatettiTürkiye ekonomisi 2000li yıllarda yaşadığı büyüme sürecinde, ihracatta da önemli hamleler yapmıştır. Bu bağlamda, son 10 yıllık dönem incelendiğinde, 2003 yılında 47,3 milyar dolar olan ihracatın, katlanarak arttığı ve 2013te 51,8 milyar dolar seviyesine ulaştığı gözlenmektedir (Şekil 3.1). Bu başarıda, gerek sektörel gerekse bölgesel çeşitlilik anlamında kaydedilen başarılar önemli bir rol oynamıştır. Nitekim bir yandan sermaye yoğun sektörler toplam ihracattaki payını artırırken, diğer yandan da Ortadoğu, Afrika ve Asya bölgelerinde de ciddi pazar kazanımları gerçekleşmiştir. Türkiyenin küresel ekonomi ile bütünleşmesinin bir göstergesi olan bu performans, söz konusu dönemde ihracatın GSYH içindeki payının artmasını da beraberinde getirmiştir.İhracat 2003-2012 yılları arasında, küresel kriz yılı olan 2009 haricinde çift haneli yıllık büyüme oranları sergilemiştir. 2003 ve 2004 yıllarında %30 bandında olan bu oranlar, bunu takip eden iki sene içerisinde %16 bandında gerçekleşmiştir. Sonrasında 2007 ve 2008 yıllarında sırasıyla %25,4 ve %23,1 gibi ciddi oranlarda artış kaydeden ihracat, 2009da global krizin etkisiyle yıllar sonra ilk kez daralma yaşamak durumunda kalmıştır. 2010 ve sonrasında ise, ekonomik toparlanma ve dünya piyasalarındaki kısmi iyileşmeyle birlikte, dış pazarlarda yeniden canlanma dönemi başlamıştır. Bu doğrultuda ihracat, 2010 ve 2011 yıllarında sırasıyla %11,5 ve %18,5lik büyüme hızı kaydetmiştir. 2012 yılında ise bu oran %13 olarak gerçekleşmiş olmakla birlikte, altın talebindeki sıra dışı artışın bu gerçekleşmede önemli bir rol oynadığını vurgulamak gerekmektedir. Nitekim 2013 senesinde ihracatın %0,4 düşüş kaydetmesinde, 2012 yılında yaşanan altın talebi artışının baz etkisi ciddi biçimde etkili olmuştur.2013te Mal İhracatı 2012ye Göre Performansını ArtırdıÖzet olarak ifade etmek gerekirse, 2013 yılında birçok sektörde pazar genişlemesi yaşanmış, ancak altındaki keskin talep düşüşü, yıllık ihracat artış hızını eksi seviyelerde göstermiştir. Bu bağlamda Şekil 3.2deki grafiğe yeniden bakıldığında, 2013te %-0,4 olarak kaydedilen yıllık ihracat değişim oranının, altın hariç tutulduğunda %6,7 artış anlamına geldiği açıkça görülmektedir. Bir diğer ifadeyle, Türkiyenin mal ihracatı 2013 senesinde %6,7 oranında büyümüştür.İhracatın geleceği anlamında asıl önemli gösterge olan mal ihracatına ilişkin bu gelişme, memnuniyet vericidir. Öte yandan, 2023 vizyonu olan 500 milyar dolar hedefine ulaşabilmek amacıyla daha yüksek hızlar kaydetmek gerektiği de ortadadır.Avrupa, 2013 Yılında Türkiye İhracatı İçindeki Payını Artırdı (şekil 5.1 bu bölüme)Ülke grupları bazında incelendiğinde, 2013 yılında Türkiyenin en büyük ticaret partnerinin, daha önceki yıllarda olduğu gibi, yine Avrupa Birliği (AB) olduğu görülmektedir. Ortadoğudaki gelişmelerin de olumsuz etkisiyle söz konusu dönemde Yakın ve Ortadoğu ülkeleri kategorisinin ihracattaki payı düşüş göstermiş, buna karşılık ekonomik toparlanma sürecinin başladığı Avrupa ülkelerinin pastadaki payı artmıştır.Bu bağlamda, 2013te Türkiye ihracatının %41,5lik bölümü AB-28 ülkelerine yapılırken, bunu %23,4 ile Yakın ve Ortadoğu ülkeleri izlemiştir (Şekil 5.1). İhracat sıralamasında 3. ve 4. sırada yer alan bölgeler ise, sırasıyla %9,4 ve %9,3 gibi birbirine oldukça yakın paylarla Diğer Avrupa ülkeleri ve Afrika ülkeleri olmuştur. Çinin de içinde bulunduğu Diğer Asya ülkeleri 2013 yılında Türkiye ihracatında %7,9luk bir pazar oluştururken, Amerika ülkelerinin payı ise %6,4 olarak gerçekleşmiştir.2013 Yılında AB Türkiyenin İhracatında Motor Güç OlduGlobal kriz döneminde genel eğilime paralel olarak aşağı yönlü hareket eden AB-Türkiye ikili ticaret ilişkileri 2010 itibariyle yeniden toparlanmaya başlamış, ancak 2011 sonrasında özellikle bölgede yaşanan zayıf iktisadi faaliyetin ağırlıklı etkisiyle durgun seyretmiştir. 2013 yılında ise, karşılıklı ilişkilerde bir miktar toparlanma olduğu göze çarpmaktadır.Bu bağlamda, 155 milyar dolara ulaşan toplam ticaretin yıllık gelişiminde, Türkiyenin bölgeye yaptığı ihracattaki olumlu gelişmelerin kayda değer bir rol oynadığı söylenebilir. Buna bağlı olarak, Türkiyenin toplam ihracatında ABnin payı 2012 yılında %39 iken 2013te %41,5e yükselmiştir. Aynı zamanda, ulusal ihracatın yıllık gelişiminde AB motor güç olmuştur. Bu doğrultuda Tablo 11.1, önde gelen AB ticaret partnerlerinin, gerek dünya gerekse Türkiyeden yaptıkları ithalatın 2012-2013 yıllarındaki gelişimini ortaya koymaktadır.Avrupa, Asya ve Afrika Pazarlarında Canlanma YaşandıÖte yandan, Yakın ve Ortadoğu ülkelerinin olumsuz etkilediği 2013 ihracat hızını yukarı çeken en önemli katkı ise, 2,4 puanla AB-28den gelmiştir. Bölgenin gerek ihracat pastasındaki ağırlıklı payı, gerekse %6,1 oranındaki büyüme hızı, bu yüksek katkıyı beraberinde getirmiştir. Çinin başı çektiği diğer Asya ülkeleri ise, en yüksek ihracat sıralamasında daha düşük bir paya sahip olmasına rağmen, %13,7lik dikkat çekici artışıyla, Türkiyenin 2013 yılı ihracat büyümesinde 1 puana yakın bir rol oynamış ve aynı dönemde en çok katkıyı yapan 2. grup olmuştur. Asya ülkelerini, 0,53 yüzde puanlık destekle, %5,9 oranında ihracat artışı kaydedilen Afrika pazarı takip etmiştir.Almanya 2013te de En Büyük İhracat Partneri OlduTürkiye ihracatı ülkeler itibariyle incelendiğinde ise, Almanyanın, lider pozisyonunu 2013 yılında da bırakmadığı görülmektedir. Yıllık bazda %4,4 oranında artış göstererek 13.706 milyon dolar seviyesine ulaşan Almanyaya ihracat, 2013 toplam ihracatında %9luk bir dilime sahip olmuştur (Şekil 5.2). Ülke grupları arasında 1. sırada yer alan AB-28e yapılan ihracatın %22lik kısmını açıklayan Almanya, bölgeye yapılan ihracatın motor gücü durumundadır.Iraka İhracat Yine Çift Haneli BüyüdüYine Çift Haneli BüyüdüAlmanyayı, 11.953 milyon dolar ile takip eden Irak pazarı ise, aynı dönemde %10,4 gibi güçlü bir talep büyümesine imza atmıştır (Tablo 5.2). Önceki yıllara göre performansında bir yavaşlama görülmekle birlikte, Iraka yapılan ihracat çift haneli büyümesi ve %7,9luk payıyla 2. sıradaki yerini korumuştur. Sıralamada 3. ülke olan İngiltereyle ticaret ise, durgun bir yıl geçirmiş ve %0,9 oranında büyüme kaydetmiştir. Türkiye ihracat pastasında %5,8lik bir dilimi elinde tutan İngiltere, 2013 yılında 8.773 milyon dolarlık bir talep gerçekleştirmiştir.İhracat Sıralamasında İran ve BAE Düşerken, İspanya Yükseldiİngiltereyi takip eden Rusya ve İtalya da, Türkiyeden yaptıkları ithalatı canlı tutan ülkeler arasında gelmiştir. Sırasıyla %4,3 ve %5,4 oranlarında ihracat artışı gerçekleştirilen Rusya ve İtalya pazarları, 2013 ihracatında %4,6 ve %4,4lük paylara sahip olmuştur.Fransaya yapılan ihracat, 2012 yılında da olduğu gibi, İtalyanın hemen arkasındaki yerini korumuş ve sergilediği %2,9luk artışla toplam ihracatın %4,2sini oluşturmuştur. Türkiyenin Amerika ülkeleri pazarında %58lik bir paya sahip olan ABD ise, söz konusu dönemde talep açısından oldukça durağan bir gelişme göstermiş ve yılı %0,4 artış sonucunda 5.636 milyon dolara varan ihracat rakamıyla kapamıştır.Öte yandan, ABDnin hemen arkasından gelen Birleşik Arap Emirlikleri, 2012 yılındaki 5.lik pozisyonundan 8.liğe gerileyerek payını %3,3e düşürmüştür. Türkiyeden yaptığı ithalatta %39,3 azalma kaydeden BAE ile yaşanan gelişme, 2013 sıralamasında 10. olan İran için de söz konusu olmuştur. Bir önceki yıl 3.lük konumunda olan İrana yapılan ihracat, aynı dönemde %57,7 oranında düşüşle 4.193 milyon dolara gerilemiştir. Bu iki pazarda gözlenen olumsuz trend ise, büyük ölçüde altın ticaretinden kaynaklanmıştır. 2012 yılında bu ülkelere yapılan altın ihracatındaki ciddi artış 2013 yılında yerini düşüşe bırakınca, ilgili ihracat büyüme göstergeleri de negatif rakamlara geçiş yapmıştır.Çine Yapılan İhracat 2013te %27,1 Büyüdü̈düİhracat sıralamasında ilk 10 ülkedeki durum bu şekilde özetlenmekle birlikte, ikinci 10da yer alan pazarlara da kısaca bir göz atıldığında, en göze çarpan verilerden birinin Çine ait olduğu görülmektedir. 2012 yılında sıralamada 14. sırada yer alan Çine yapılan ihracat, 2013te gerçekleştirdiği %27,1 oranındaki kuvvetli büyüme sonucunda, Mısır, Suudi Arabistan ve Hollanda pazarlarının önüne geçerek 11. Sıraya yükselmeyi başarmıştır. Hollanda ise, 2013te Çinin arkasına düşmekle birlikte, %8.9 oranındaki genişlemesi ile, Türkiyenin oldukça olumlu bir ihracat performansı kaydettiği Avrupa pazarlarından olmuştur.Libya %28,7lik Büyümesiyle İhracat Sıralamasında Üç Basamak AtladıBununla birlikte veriler, Mısır ve Suudi Arabistanın, her biri %13 bandında kaydedilen ihracat daralmalarıyla, 2013 yılında ticaret ilişkilerinin zayıfladığı diğer iki ülke olduğunu göstermektedir. Afrika bölgesinde bulunan Libyayla ise, ilgili dönemde tam tersi yönde olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Libya, 2013 yılında Türkiye ihracat sıralamasındaki ilk 20 ülke arasında en hızlı talep artışına imza atan pazar olmuştur. Türkiyeden yaptığı ithalatı %28,7 oranında artıran Libya, böylelikle 2012deki 19.luk konumundan hızla 16. sıraya tırmanmıştır. Libyada yaşanan bu genişleme, Türkiyenin Afrika pazarında 2013te gerçekleştirdiği %5,9 oranındaki büyümeyi de büyük ölçüde açıklamaktadır. Bunun yanı sıra, Azerbaycan, İsrail ve Ukrayna da, 2013 yılında çift haneli ihracat artışı kaydedilen pazarlar arasında dikkat çekmektedir.2013 İhracat Büyüme Hızına En Büyük Katkı Irak Pazarından GeldiYukarıda detaylı olarak bahsedilen ihracat gelişmeleri dâhilinde, 2013 yılında toplam ihracat artış hızına en yüksek katkıyı sağlayan ülke Irak olmuştur (Tablo 5.2). %10,4 oranında artan Iraka ihracat, pastada sahip olduğu yüksek payın da etkisiyle, ihracat hızını 0,7 yüzde puanla yukarı yönlü desteklemiştir. Çin pazarı ise, nispeten düşük bir payı oluşturmakla birlikte, gerçekleştirdiği %27,1lik ciddi büyüme sayesinde 2013te Türkiye ihracatının büyümesine 0,5 puan sağlayarak Irakı takip etmiştir. Libya ve İspanya çift haneli talep artışlarıyla, Almanya pazarı ise liderliğinin getirmiş olduğu yüksek payın ve %4,4lük genişlemenin etkisiyle, her biri 0,4 puan olmak üzere, ihracat artışına en çok katkıda bulunan pazarlar arasında yer almıştır.Öte yandan, diğer birçok ülkeyle yapılan ticaret de, çoğunlukla pozitif büyümeler kaydederek ihracat hızına olumlu katkılar sağlamış olsa da, 2013 yılı toplam ihracat hızı %-0,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu noktada, yukarıda da incelendiği gibi, Yakın ve Ortadoğuda gözlenen düşüşlerin bu gelişmenin sebebi olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Nitekim, büyük ölçüde altın ticaretinin baz etkisiyle yaşanan İrana ihracattaki %57,7 oranındaki gerileme, toplam ihracat hızını 3,8 puan gibi ciddi bir seviyede aşağı çekmiştir.Buna benzer bir şekilde, BAEnin Türkiyeden yaptığı ithalatın %39,3 gerilemesi de, 2,1 puanlık negatif etki anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, sadece bu iki pazarın ihracat artış hızı üzerindeki etkisi %6 civarında gerçekleşmiştir. Ayrıca, Suudi Arabistan ve Mısıra yapılan ihracat düşüşleri de, her biri 0,3 puanlık aşağı yönlü etki yaratmıştır.I V - T Ü R K İ Y E N İ N İ T H A L A T ITürkiye Ekonomisinde Büyüme ve İthalat Paralel Hareket EdiyorTürkiye ekonomisi enerjiye ve üretim amaçlı ara malı girdilerine bağımlı bir yapıya sahip olduğundan, iktisadi aktivite ve ithalat birbirine büyük ölçüde parallel yönde hareket eden iki unsur olmuştur. Nitekim ekonomik büyüme kaydedilen dönemlerde ithalatta artışlar, daralma ya da ciddi ivme kaybı yaşanan dönemlerde ise ithalatta azalışlar gerçekleşmiştir.Son 10 yıllık dönem incelendiğinde, ekonomik büyüme kaydedilen 2003-2008 yılları arasında ithalatın, çift haneli artış oranlarıyla düzenli bir tırmanış sergileyerek 69,3 milyar dolar seviyesinden 202 milyar dolar düzeyine yükseldiği görülmektedir (Şekil 6.1).2009 yılında ise, küresel finansal kriz nedeniyle sekteye uğrayan ulusal ekonomik aktivite, ithalattaki %30,2lik düşüşü de beraberinde getirmiştir. Kriz sonrasında hızla toparlanan ve 2010 ile 2011 yıllarında sıra dışı büyüme oranlarına sahne olan ekonomiye, %30 dolaylarında ithalat artışları eşlik etmiştir. Hızlı büyümenin bir sonucu olarak giderek belirginleşen cari açık sorununu da kontrol almak amacıyla ekonomiyi soğutma kararları çerçevesinde, 2012 yılında ise frene basılmıştır. Bu ise, amaçlandığı üzere, büyümeyi ve cari açığın ana kaynağı olan ithalatı dizginlemiştir.Bu bağlamda, GSYH artışında ivme kaybı yaşanan 2012 yılında ithalat da, %1,8 oranında bir gerileme kaydetmiştir. Ancak 2013 yılında yeniden canlanmaya başlayan ekonomide doğal ithalat hareketleri yeniden gözlenmiştir. Bu dönemde ekonomik büyümenin hız kazanarak %4 seviyelerine çıkması, %6,4 oranında artarak 251,7 milyar dolar seviyesine ulaşan ithalat hareketiyle paralel bir gelişme olmuştur.Ara Mallar, 2013te İthalatın %73ünü Teşkil EttiTürkiye ekonomisinin, özellikle üretime yönelik girdi ihtiyacını yansıtan yüksek ithalat bağımlılığı olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda, ithalat ekonomik gruplar sınıflamasına göre incelendiğinde, 2013 yılında ara malları ithalatının, Türkiye ithalatında %73 oranında bir dilime sahip olduğu görülmektedir (Tablo 6.1). Türkiyenin ara malları ithalatı, 2013te %5,1 oranında artış kaydederek 183,8 milyar dolara ulaşmıştır. Bununla birlikte, diğer gruplardaki büyümenin daha yüksek oranlarda gerçekleşmesine de bağlı olarak, hammadde grubunun payında 2012 yılına göre 1 puanlık bir düşüş göze çarpmaktadır. Ancak sahip olduğu ağırlıklı pay nedeniyle hammaddelerin, 2013 yılında %6,4 olarak kaydedilen genel ithalat büyüme hızına, 3,8 yüzde puanlık katkıda bulunarak ithalatın motor gücü olmaya devam ettiği de belirtilmelidir.En Yüksek İthalat Artışı Tüketim Mallarında KaydedildiÖte yandan, 2013 yılında ithalat pastasında en büyük 2. dilim, bir önceki yıla göre 0,3 puan yükselerek %14,6lık paya ulaşan sermaye mallarına ait olmuştur. 36,8 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren sermaye malları, ilgili dönemde %8,4 oranında büyüme kaydetmiş ve ulusal ithalat artışına yıllık 1,2 puan destek vermiştir. Yatırım mallarında gözlenen bu artışta, makineler grubunda kaydedilen talep büyümesi etkili olmuştur. Bununla beraber, Türkiyenin 2013te ithal ettiği malların değer bazında %12,1ini oluşturan tüketim malları, 2012 yılına göre en hızlı talep genişlemesi yaşayan grup olmuştur.Makineler, Yıllık İthalatı Hızlandıran Fasıllardan Olduİthalat pastasında %12lik dilimle 2. en büyük payı alan makineler %14,6lık bir büyüme kaydetmiştir. Güçlü bir artış sergileyen makine ithalatı, 1,6 yüzde puanlık katkısıyla, Türkiyenin 2013 yılı ithalat büyümesini hızlandıran en önemli faktörlerden biri olmuştur.ÜLKE GRUPLARINA GÖRE İTHALATTürkiyenin 2013 yılında yapmış olduğu 251,7 milyar dolar değerindeki ithalat ülke gruplarına göre incelendiğinde, ihracatta olduğu gibi Avrupa pazarlarının ağırlıklı etkisi göze çarpmaktadır. Türkiye, söz konusu dönemde ithalatının %36,7lik bölümünü 28 ülkeyi kapsayan AB bölgesinden, %16,4ünü ise diğer Avrupa ülkelerinden yapmıştır (Şekil 8.1). Bu ise, Türkiye ekonomisinin yıllık ithalatında %51,1lik bir payın, bir diğer deyişle, yarıdan fazla bir dilimin Avrupa kaynaklı olduğunu göstermektedir.Türkiye İthalatının Yarısından Çoğu Avrupa Kaynaklıİthalat pastasında bir sonraki en büyük payı ise, Çinin domine ettiği ve diğer Asya ülkeleri olarak adlandırılan grup almıştır. Asya ülkeleri ithalatın %21,7lik dilimini elinde bulundururken, Türkiyenin ihracatta önemli bir partneri olan Yakın ve Ortadoğu ülkeleri ise %8,8lik bir paya sahip olmuştur. Ortadoğu grubunu,% 7,5 ile Amerika ülkeleri takip etmiştir. Afrika ülkelerinin Türkiye ithalatındaki yerinin ise oldukça düşük seviyelerde olduğu gözlenmektedir.rtışında En Gü.lüBölgesel Etken Asya Pazarı OlduÜlke gruplarının 2013 yılında Türkiye pazarında kaydetmiş olduğu gelişim Tablo 8.1de sunulmaktadır. Buna göre, yıllık bazda %6,4 artan toplam ithalatta en büyük rolü %10,2lik değer artışı kaydeden diğer Asya ülkelerinin oynadığı anlaşılmaktadır. Çinin başı çektiği ve %6,4lük genel artışın 2,13 yüzde puanını oluşturan bu gelişmenin yanı sıra, AB-28 kaynaklı ithalat da bir önceki yıla göre %5,5 oranında yükselerek toplam ulusal ithalat hızını 2,02 puan yukarı yönlü etkilemiştir. Öte yandan, diğer Avrupa ülkelerinin de, Türkiye pazarına yaptığı ihracatı %11,1 artırarak yıllık gelişmede etkin olduğu anlaşılmaktadır.Amerika Ülkelerinden Yapılan İthalat 2013te Düşüş KaydettiTürkiyenin 2013 yılında ithalat daralmasına gittiği tek partner bölge ise, Amerika olmuştur. Amerika ülkelerinden yapılan ithalat 2012ye göre %6,2 oranında azalmıştır. Geri kalan ülkeler arasında ise, Avustralya ve Yeni Zelanda kategorisinde %53,1 oranında dikkat çekici bir artış fark edilmektedir.V - M O B İ L Y A S E K T Ö R ÜMobilya İhracatı Çift Basamaklı Büyümesini Sürdürdu SürdürdüMobilya, Türkiyenin dış pazarlarda son 10 yılda kriz dönemi hariç istikrarlı bir talep büyümesi kaydeden sektörleri arasında yer almaktadır. Kriz sonrasında süratle toparlanan mobilya ihracatı, 2011de %18,1, 2012de ise %14,8 genişleme yaşamıştır. Çift basamaklı büyümesini 2013te de sürdüren mobilya ihracatı, yıllık %17 artışla 2,8 milyar dolar seviyesine erişmiştir.Faslın yaptığı ihracatın önemli bir bölümünün, diğer mobilyalar olarak adlandırılan alt fasılda yoğunlaştığı dikkati çekmektedir. Toplam mobilyalar ihracatının %46,8ini gerçekleştiren bu grup, ağırlıklı olarak, evlerde kullanılan ahşap oda mobilyalarından oluşmaktadır (Şekil 4.13). Bir diğer ifadeyle, sektördeki ihracatın yarıya yakın kısmını, evlere mahsus ahşap mobilyalar sırtlamaktadır. Faslın alt grupları itibariyle %26,1 payla 2. sırada yer alan ve oturmaya mahsus mobilya olarak adlandırılan ürün grubunda ise başı, yatak haline getirilen oturma mobilyaları çekmekte, bunu ahşap iskeletli oturma eşyaları izlemektedir. Bu alt fasılda, ayrıca, motorlu kara taşıtlarında kullanılan koltuklar da kayda değer bir paya sahiptir.Bunun yanı sıra, prefabrik yapılar ve aydınlatma cihazlarının da, mobilya ihracatında %10 bandında dilimlere sahip olduğu görülmektedir. Faslın son iki alt grubundan yatak eşyası, metal yaylı şilteler ve içi doldurulmuş eşyalardan oluşurken, en küçük payı %1,8 ile tıp ve diş hekimliği amaçlı mobilyalar almıştır.Tüm bu ürün grupları arasında, sektör ihracatının 2013 motor gücü, %19,1 artış kaydeden diğer mobilyalar alt faslı olmuştur. Türkiye mobilya ihracatı yıllık hızını 8,8 puan yukarı yönlü etkileyen bu grubu, %14,3 büyüme sergileyen oturmaya mahsus mobilyalar izlemiştir. Aydınlatma cihazları da, gerek %19,7lik güçlü performansı sayesinde sağladığı katkı, gerekse 10,36 dolarlık diğer gruplara kıyasla yüksek birim fiyatıyla göze çarpmaktadır. Tıp-diş hekimliği mobilyası da buna benzer bir şekilde %60,9luk ciddi yükselişi ve 9,33 dolarlık fiyatıyla, dikkat çeken bir diğer grup olmuştur. Öte yandan tüm alt grupların, faslın 2013 temposunu arttırdığı gözlenmektedir.(Tablo 4 ve Şekil 4 bu bölüme girecek)Mobilya Net İhracatı %10.1 Arttıİhracat ve ithalat gerçekleşmelerini ayrı ayrı değerlendirmenin yanı sıra, gerek ülkeler gerekse sektörler bazında net ihracat tablosunu görmek de, genel resmi anlamak açısından önem taşımaktadır. Nitekim bazı önde gelen ihracatçı sektörler ya da pazarlarda ithalat yoğun olup ihracatın etkisini indirgeyebileceği gibi, bir kısmında ise düşük olup ihracatın net katkısının gözle görülür seviyelerde gerçekleşmesini sağlamaktadır.Bu noktada, ihracat ve ithalat değerleri arasındaki farkı yansıtan net ihracatın, ulusal ekonominin (harcamalar metoduyla) GSYH hesaplamalarında, dış ticaretin milli gelire katkısını gösteren kalem olarak görev yaptığının da altını çizerek, mobilya sektöründeki net ihracat verilerine biraz daha yakından bakalım.Veriler, Tü̈rkiyenin 2013 yılı ihracatında en büyük 12. ihracatçı faslı olan mobilyalar da aynı dönemde %10,1lik bir net ihracat artışı kaydetmiştir. Net ihracat değeri sıralamasında 12. olan mobilyaların, dünya pazarlarındaki net ihracatçı konumunu, özellikle Irak, Libya ve Azerbaycan pazarlarındaki başarısına borçlu olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, Rusya ve tabloda yer almayan Türkmenistan ve Kazakistanda da gözle görülür ticaret fazlası gerçekleştiren mobilyalar faslının net ithalatçı olduğu birkaç ülke arasında Çin ve İtalya öne çıkmaktadır. Bunun dışında, mobilya ihracatının ağırlıklı olarak birçok pazarda pozitif net değerlere imza attığı görülmektedir.
yazar

E-bülten için e-posta bırak