ASD / Altan Erokyar - İbrahim Taş : İrandan sonra bir anda en yüksek ihracatı yaptığımız ikinci ülke, çok zor bir pazar olan İtalya oldu

Mobilya Dekorasyon Dergisi - Mobilya Dekorasyon - Dergi - Yayın - İletişim - Dergi - furniture - wood - design - dizayn - aksesuar - kenarbandı - edgeband - makine -woodworking - woodworkingmachinery - fair - mobilya fuarları - woodworking machinery - ahsap makineleri- glue-yapıştırıcı tutkal-

ASD / Altan Erokyar - İbrahim Taş : İrandan sonra bir anda en yüksek ihracatı yaptığımız ikinci ülke, çok zor bir pazar olan İtalya oldu

13-11-2014
ASD / Altan Erokyar - İbrahim Taş : İrandan sonra bir anda en yüksek ihracatı yaptığımız ikinci ülke, çok zor bir pazar olan İtalya oldu
İtalya SICAM Fuarında ASD?nin standında Genel Müdür Altan Erokyar ve Ticaret Direktörü İbrahim Taş ile firmanın ihracat hedefleri ve dış pazardaki konumunu konuştuk. Bize dünya pazarlarındaki rekabeti, firmanın çalışma prensiplerini markalaşma , Ar-Ge faaliyetlerini ve oldukça zor pazarlar olan İtalya, Almanya, İngiltere gibi Avrupa ülkelerinde başarıya nasıl ulaştıklarını anlattılar.
Sektörün köklü firmaları arasında bulunan ve günümüze kadar pek çok aşama geçirmiş olan ASD firmasının gelmiş olduğu noktayı ve uluslararası pazarlardan olan beklentisini özetler misiniz

ASD 15 senelik üretici bir firma olup, en başta iyi laminat yapmayı ve bunu en geniş pazarlara satmayı hedefleyen bir firma. Son 7 8 senedir ciddi anlamda dış pazarlara açıldık ve her yıl da üzerine katlayarak devam ediyoruz. İlk başta üretimimizin yurtdışına giden kısmı %5lerde iken, şimdilerde %50leri bulmuş durumdayız. Hedef de oydu zaten. Hatta biraz frene bile bastık diyebilirim.

Zaten bizim sektörde gerek panel endüstrisi, gerekse laminat konusunda olsun üretiminin %50sinden fazlasını ihraç eden bir firma yok. Biz üretime başladığımız 2000 yılından hemen sonra, 2001de dünya arenasına çıktık. O günden bu yana hemen her yerde fuarlara katılıyoruz. Her fuarda bir öncekinin üzerine ekleyerek ilerledik ve bugünlere geldik.

Tabii altyapıyı da oluşturduk, hem proses, hem know how hem de kadro olarak kendimizi geliştirdik. ASD geldiği yer itibariyle global bir oyuncu, ve uluslararası bir marka. Bugün Avrupa bizim çok ciddi pazarlarımızdan biri. Yıllaca ithalatını yaptığımız bir pazardan pay almak önemli. İtalya, İngiltere, Fransa bizim sektörde çalışılması zor olan ülkeler ve biz bunu başardık.

Uluslararası pazarlar bir kurtlar sofrası. Siz markanızı buralara kadar getirirken, başarınızda en önemli etken ne oldu

Bence en önemli faktör konsantrasyon ve odaklanma... Biz laminatı üretirken bunu en iyi şekilde yapacağız diye ortaya çıktık. Ne gerekiyorsa onun peşinden koştuk. Son derece genç, dinamik bir firmayız. Dünyayı, gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Tüm bunlar biraraya gelince de başarı geliyor. İyi bir yere geldik ve daha da ileriye gideceğimize inanıyoruz.

Şundan da bahsetmekte belki fayda var. Evet, firma 14 yıllık bir firma ama çok eskiye dayanan bir mazisi de var. Nereden baksanız 60 yıllık bir geçmişe dayanıyor. Üretimden önce 12 yıl boyunca çeşitli mümessilikler almış, ithalat yapmış, piyasayı, varolan tüm oyuncuları, markaları yakından bilen bir firma ASD. Ekip de öyle... Hal böyle olunca varolan birikiminizi kaliteli, dünya standartlarında bir üretimle de birleştiriyor ve başarıyorsunuz.

Tabii bunun için bir miktar zaman da gerekiyordu ve biz o zamanı iyi kullandık diyebilirim. Yapılması gereken her ne ise biz daha fazlasını yapmaya gayret ettik. Marka olma yolculuğunda pek çok şeyi yerine getirmeniz gerekiyor. Üretmek çok zor birşey değil ama kaliteyi yakalamak, rekabetçi olmak, servis odaklı, müşteri odaklı, pazar odaklı olmak gerekiyor ve biz bunu yaptık. Bir de tabii cesaretli olmanız gerekiyor. Bu firma kriz dönemlerinde bile yatırıma devam etti. Risk aldı. Öte yandan hemen her pazarla ilgili olarak da iyi bir donanıma sahibiz. Kim ne ister, ne bekler Bu çalışmaları iyi yapıyoruz. İçine sevgi ve heyecanı da koyunca başarılı oluyorsunuz.

ASDnin şu an için ağırlıklı çalıştığı bölgeler ve hedef pazarları hangileri

Şu an ağırlıklı Avrupayı hedeflemiş durumdayız... Bir sonraki hedef noktamız yeni pazarlar olarak Kuzey ve Güney Amerika. Zaten Kuzey ve Orta Afrikada çalışmalarımız var hali hazırda. Ortadoğuda zaten tanınıyoruz. İran kendi iç pazarımız gibi. Son birkaç yıldır özellikle Avrupada çok güçlüyüz. İyi gidiyoruz. Bunun devam edeceğini düşünüyorum. Altyapıyı önce güçlendirip ondan sonra gitmek gerekiyor. Belirli pazarlara hazır olmadan çıkmamalı, iyi konsantre olmalıyız.

Her ülkenin kültürü, zevkleri, yaptığı taleplerin de farklılaşmasına yol açıyor mu Farklı pazarlara yönelik farklı renk ve desen seçenekleri sunuyor musunuz Yüzeyde dünya pazarlarındaki en yeni trendler nelerdir

Elbette bu kıtadan kıtaya, bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye bile değişiyor. Renkler desenler hatta herşeyden önce ölçüler bile değişiyor. Eğer laminatla ilgili konuşacaksak, özellikle son üç dört yıldır yüzey olarak baktığınızda high gloss patlamış durumda. Çok popüler. Yavaş yavaş diğer yüzeylere olan ihtiyaç da ortaya çıkmaya başladı. O kadar fazla yüzey var ki, biz şu an 30a yakın yüzeye ulaşmış durumdayız. Örneğin şu ara doğaltaş veya vintaj dizaynlar giderek ön plana çıkmaya başladı. Eskiden renk ve desenle yenilik geliyordu. Şimdi rengi ve deseni uygun yüzeyle birleştirdiğinizde daha başarılı çalışmalar üretiyorsunuz. Bakın bu fuarda da görebileceğimiz gibi hemen her firma kendini benzeri bir biçimde ayırdetmeye, rekabet avantajını farklılığı ile sağlamaya çalışıyor.

Nasıl modada trendler var, bizim sektörde de dekoratif kağıt üreticileri, laminat üreticileri sektörün modacısı konumundalar. Biz tüm bunları görebilme ve tablonun bütününe hakim olabilme adına bizim sektörün dışındaki fuarları da takip ediyoruz. Hangi renkler, hangi yüzeyler farklı sektörlerde ön plana çıkıyor, yeni trendler nelerdir diye bakıyoruz. Bunları yapmadan, nabzı tutmadan trend setter bir firma olmanız da mümkün değil.

Tüm bunlar sermaye, yatırım, Ar-Ge faaliyetleri demek. Siz bu konuda politikanızı nasıl belirliyorsunuz

Biz sadece servis veren, talebe cevap veren bir firma olmayı istemedik. Aynı zamanda o talebi oluşturan bir yapıda olmaya çalışıyor, altyapımızı, Ar-Ge ve diğer hizmet faaliyetlerimizi bu amaç doğrultusunda oluşturuyoruz. Dünya fuarlarını,. Sadece bizim sektörde değil, diğer sektörlerdeki fuarları, tasarımları, yenilikleri de takip etmeye çalışıyoruz. Örneğin otomotivdeki en son trendler, renkler bir süre tüm dekorasyon ürünlrine yansıyor. Bunları öncedek görmek, buna gore trend belirlemek önemli. Birşey deneyip bakalım bu patlar mı acaba diye beklemek yerine biz diğerlerinin önünde gitmek ve nabzı herkesden öncetutmak istiyoruz.

Çok zor bir iş bu.. Şu an 400ü aşkın desen ve renk ile çalışıyoruz. 30a yakın da farklı yüzey söz konusu. Bunların kombinasyonlarını da düşünürseniz işimizin boyutlarını dahi iyi anlarsınız. Standart bir şablonumunuz yok. O konuda muhafazakar değiliz. Hep kendimizi yeniliyor, koşullara uyum sağlıyor ve ortalama yılda iki kez kataloğa yeni ürünler ekliyoruz. Bunun için de yerli yabancı pek çok endüstriyel tasarımcı ile çalışıyor, Türkiyede bu anlamda hizmet veren pek çok mimari kuruluşla ortak çalışmalar yapıyoruz.

Türkiye pazarı, oldukça rekabetçi, yerli yabancı pek çok markanın pazar payı için mücadele ettiği zor bir pazar. Sizin bu konudaki politikalarınız neler. Kalite fiyat dengesi açısından kendinizi nerede konumlandırıyor sunuz

Türkiye büyük bir pazar ve bulunduğumuz coğrafyadaki en hareketli pazarlardan biri. Değişken bir talep, dinamik bir yapı var. Haliyle bu da beraberinde sıkı bir rekabeti getiriyor. Açıkçası ben son birkaç yılda, firmaların ihracat konsantrasyonunun artmasıyla beraber rekabete de bir kalite geldiğini düşünüyorum. Bizim uluslararası markaları yakalayabilme gibi bir derdimizin olması belki de bizi iç pazarın kavgasından biraz uzaklaştırdı diyebilirim. Ama aynı ürünleri üretip, aynı pazarlarda bulununca da zaten rekabet olmadan olmuyor. Hem rekabet yoksa dinamizminizi de kaybedersiniz.

Kalite zaten artık tartışılmayan bir durumda, Olmazsa olmaz birşey. Doğru kalitede ürünü üreteceksiniz başka şansınız yok. Bildiğiniz gibi örneğin Çinde her fiyatta her malı bulmak mümkün. Laminatı konuşacak olursak, Türkiyede C kalite ürün konuşulmuyor artık. Alıcı da o rekabeti size sunarken belli bir kalitenin altını konuşmuyor. Kimse kalitesiz ürünü talep etmiyor.

ASD, kalitesini nasıl sağlıyor,, bu pazarda nasıl farklılaşıyor

Biz fiyat odaklı değil, müşteri ve servis odaklı olduğumuz için içeride çok ciddi bir ekibimiz var ve hiçbir firmanın sahip olmadığı kadar kalifiye bir hizmet veriyoruz. Biz tüm müşterilerimize şunu söylüyoruz : Bizi her konuda ofisiniz gibi düşünün. Ama her konuda.. Sizin gözünüz kulağınız, danışmanınız, ortağınız olarak görün. Açıkçası, burada iddialıyız. Herkesten çok daha iyi servis verdiğimizi söyleyebilirim. O empatiyi kuruyor ve beklentilerini karşılama adına onlardan gelecek tablebi onlardan once farkediyor, onlardan önce davranıyor ve gerekeni çok hızlı bir biçimde onlara sunuyoruz. Zaten firma sonradan sanayici olduğu, esas olarak pazarlama kökenli olduğu için, istediğiniz başarılı sonuçları da alabiliyorsunuz.

Birkaç cümle de SICAMdan bahsedelim.

Burada umduğumuzun çok üzerinde bir ilgi gördüğümüzü söyleyebilirim. Bölgesel bir fuar gibi görünmesine karşın çok değişik yerlerden insanlar geldi. Kolombiyadan, Kanadadan, Amerikadan gelenler bile oldu. Tabii Avrupadan çok yoğun bir biçimde geldiler. Öte yandan ulaşım kolaylığı açısından da Balkanlar bölgesinden. Doğu Avrupa ülkelerinden çok gelen oldu. Uzak doğudan bile geldiler. Sonuçta bizim için çok faydalı bir fuar oldu. Devamını da getirmek istiyoruz. Doğru bir fuardayız ve seneye standımızı bekli biraz daha büyütebilir, biraç daha özenli bir biçimde yaparız sunumumuzu

Başka nereler, hangi fuarlar var sırada

Biz hemen hemen sektörün en önemli fuarlarının hepsinde varız. Şu an buradayız, Kasımda Moskovadayız. Daha sonra İranda olacağız. Arkasından ZOW Almanyaya gidecek, Oradan Türkiye ZOWa katılacağız. Sonra İnterzum Öyle kesintisiz devam edecek...

Son olarak eklemek istediğiniz, dergimiz aracılığıyla sektöre vermek istediğiniz bir mesaj var mı

Sektörde tüm oyunculara başarılar diliyoruz. Çünkü hepimiz aynı zincirin birer halkası gibiyiz. Baktığınızda her Türk firmasının, ihracattaki tüm oyuncuların iyi olması, kaliteli işler çıkartması Türkiyenin çıkarınadır ve sonuç olarak da ülkemize yarar. Buna inanmak ve bunu düşünerek hareket etmek lazım. Tek tek firma imajlarından çok ülkenin imajını ön plana çıkartmalıyız. Bu sorumlulukta davranmalıyız. Bakın biz bunun için uğraşırken, iç pazarımız gibi olan İrandan sonra bir anda en yüksek ihracatı yaptığımız ikinci ülke İtalya oluverdi ki bu çok önemli bir gelişmedir.
yazar

E-bülten için e-posta bırak