Karanlık Maddeden Oluşan Gökada Keşfedildi
Keşfin paylaşıldığı ve Astrophysical Journal Letters dergisinde yayımlanan makalenin başyazarı olan Yale Üniversitesi’nden gökbilimci Pieter van Dokkum şöyle anlatıyor: “Keşfedilmesinden kısa süre sonra bu gökadanın görülenden çok daha fazlası olması gerektiğini anladık. O kadar az yıldızı var ki, onları bir arada tutan başka bir şeyler olmadığı durumda, çabucak dağılıp ayrılması gerekirdi.”
Pieter van Dokkum’un ekibi, her ikisi de Hawaii’de bulunan W.M. Keck Gözlemevi ve İkizler Kuzey (İng. Gemini North) Teleskobu sayesinde Dragonfly 44 gökadasını oldukça iyi gözlemleyebildi. Gökbilimciler gökadada bulunan yıldızların hızlarını ölçmek için 6 gece boyunca Keck tarafından alınmış olan gözlemleri kullandı. 8 metrelik İkizler Kuzey Teleskobunu ise gökadanın merkezi çevresinde bulunan küresel yıldız kümelerinin halesini ortaya çıkarmak için kullandılar.
Araştırmacılar, yıldız hızlarının, gökadanın kütlesine ilişkin ipucu verdiğini belirtiyorlar. Yıldızlar ne kadar hızlı hareket ediyorsa, gökadanın kütlesi o kadar büyük oluyor. “Şaşırtıcı şekilde, yıldızlar bu kadar sönük bir gökadada bekleneceğinden çok daha büyük hızlarda hareket ediyorlardı. Bu da Dragonfly 44 gökadasının devasa miktarda görünmeyen kütleye sahip olduğunu gösteriyor.” diyor Toronto Üniversitesi’nden ekip üyesi Roberto Abraham.
Dragonfly 44 gökadası ilk olarak Abraham ve van Dokkun tarafından geliştirilen bir teleskop olan Dragonfly Telefoto Dizisi (İng. Telephoto Array) tarafından saptanmıştı. Dragonfly 44’ün kütlesinin yaklaşık 1 trilyon Güneş kütlesi civarında olduğu tahmin ediliyor; yani hemen hemen Samanyolu ile aynı kütlede olduğu sanılıyor. Ancak Dragonfly 44 gökadasının kütlesinin çok azı yıldız ve normal madde formunda bulunuyor: %99,99’luk bir bölümü ise karanlık maddeden oluşuyor.
Araştırmacılar, büyük bölümü karanlık maddeden oluşan gökadalara daha önce de rastlandığını, fakat bunların Dragonfly 44’ten çok daha az kütleli (kabaca 10.000 kat daha az kütleli) olduklarını belirtiyorlar. Dragonfly 44 gibi gökadaların nasıl oluştukları hakkında hiçbir fikirleri olmadığını ifade eden Abraham şunları ekliyor: “İkizler’den alınan veri gösteriyor ki, yıldızların oldukça büyük bir bölümü çok sıkışık kümeler biçiminde bulunuyor. Bu da önemli bir ipucu olsa gerek; fakat yine de şu anda sadece tahmin yapabiliyoruz.”