Sadeliğiyle iş güvenliği, işyerinde fiziksel, zihinsel ve sosyal çalışma koşullarına uygun şekilde özen gösterilmesi anlamına gelir. İş yapmak anlamlıdır, ödüllendiricidir ve çalışma ortamının güvenliği, çalışma topluluğunun işleyişi ve iş yüküne dikkat edildiğinde sonuçlar üretir.

İş güvenliği prensipte işverenin sorumluluğu olmasına rağmen, işveren ve çalışanlar ortak hareket etmelidir ve her çalışanın işverenin talimatlarına uyma yükümlülüğü vardır.

Talimatların hazırlanmasına dahil olan personel

Kültür organizasyonun derinliklerinde. Bir örgütün kültürü, iyi uygulamaları belirlemeyi öğrendiğinde, bunları günlük faaliyetlere aşıladığında ve bu sayede inançları da etkilediğinde yaratılır. İnançlar ve hatalı varsayımlar inatçı olabilir ve şaşırtıcı derecede günlük yaşamı etkileyebilir.

Risk faktörleri belirlendiğinde ve bunları ele almak için alınan önlemler uygun şekilde boyutlandırıldığında, tüm personel, emniyetin önemi ve seviyesi konusunda büyük ölçüde benzer bir anlayışa sahip olur. Kişinin kendi faaliyetlerine müdahale ettiği algılanmadığı için tedbirleri takip etmek de kolaydır. Personelin deneyimlediği güvenlik ihtiyaçları ile kuruluş tarafından belirlenen güvenlik seviyesi arasındaki fark ne kadar büyükse, personel talimatları veya prosedürleri o kadar az izler.

Personelin güvenlik talimatlarının hazırlanmasına dahil olması önemlidir. Genellikle kendi işlerinin risklerine dair en somut görüşe sahipler. Katılım ayrıca güvenlik talimatlarını işinize daha iyi dahil etmenize yardımcı olur.

Güvenlik talimatları, personelin bunları tanımaya yeterince ilgi göstermesi için olabildiğince açık ve okunması kolay olmalıdır. Ayrıca eğitime ihtiyaç vardır. Personel uygun eğitimi almazsa, güvenlik talimatlarından çok makineye hakim olmalarını istemek anlamsızdır.

Dokümantasyonla kuruluş, güvenlik durumunu dış dünyaya, örneğin yetkililere iletir. Dokümantasyon aynı zamanda bir iç geliştirme aracıdır.